We wish to invite Peter to Japan in the near future.
- Yakın zamanda Peter'ı Japonya'ya davet etmeyi istiyoruz.
It's unlikely that Tom will get out of prison anytime soon.
- Tom'un yakın zamanda hapishaneden çıkacağı olası değil.
It doesn't look as if that's going to happen any time soon.
- Bu yakın zamanda olacakmış gibi görünmüyor.
It happened quite recently.
- O, oldukça yakın zamanda oldu.
Tom and Mary got married very recently.
- Tom ve Mary çok yakın zamanda evlendiler.