Hava günden güne ısınıyor.
- Es wird von Tag zu Tag wärmer.
Bu ılık hava şubat için anormaldir.
- This warm weather is abnormal for February.
Ilık, güneşli bir gün piknik için idealdir.
- A warm, sunny day is ideal for a picnic.
Burada hava güzel ve sıcak.
- It's nice and warm in here.
Bugün hava güzel ve sıcak.
- It is nice and warm today.
Merkezi ısıtma kışın yeterince ısıtıyor mu?
- Is the central heating warm enough in the winter?
Tom ateşle kendisini ısıttı.
- Tom warmed himself by the fire.
O, oğlunu içtenlikle kucakladı.
- He embraced his son warmly.
Onları çok içten bir biçimde karşıladı.
- She extended a warm welcome to them.
He felt the warmth of the sun on his skin.
- Er spürte die Wärme der Sonne auf seiner Haut.
Tom says that digital audio lacks the warmth of vinyl records.
- Tom meint, dass digitalen Tonträgern die Wärme einer Schallplatte fehlt.