very, extremely; as, an awful big house

listen to the pronunciation of very, extremely; as, an awful big house
İngilizce - Türkçe

very, extremely; as, an awful big house teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

awful
{s} berbat

Dün berbat bir kaza oldu. - An awful accident happened yesterday.

Berbat bir çığlık sesi onu ürpertti. - The sound of an awful scream made him shudder.

awful
dehşet verici
awful
{s} çok kötü

Geçen yaz çok kötüydü. - Last summer was awful.

Ona böyle korkunç şeyler söyledim. Ben çok kötü hissediyorum. - I said such horrible things to him. I feel so awful.

awful
{s} k.dili. çok fazla, pek çok: That'll take an awful lot of work. O çok iş ister
awful
(Argo) bombok
awful
çok fena
awful
rezalet
awful
{s} korkunç

Bugün hava korkunç sıcak. - It's awfully hot today.

Burada çok az mağaza var ve sinema da korkunç. - There are very few shops and the cinema is awful.

awful
{s} oldukça büyük
awful
çok

Ben geç kaldığım için çok üzgünüm. - I'm awfully sorry that I was late.

Burada çok az mağaza var ve sinema da korkunç. - There are very few shops and the cinema is awful.

awful
dili heybetli
awful
iri awfully
awful
rezil
awful
müthiş

Bugün belirli bir kimse müthiş kırılgan oluyor. - A certain someone is being awfully fragile today.

Onun konuşması müthiş sıkıcıydı. - His speech got awfully boring.

awful
sunturlu
İngilizce - İngilizce
awful