variable and subject to change

listen to the pronunciation of variable and subject to change
İngilizce - Türkçe
değişken ve değiştirilebilir
uncertain
{s} belirsiz

O, geleceği hakkında belirsizdir. - He is uncertain about his future.

Peki, belirsizliğin ekonomik faturası ne olacak? - Well, what about the economic price to be paid due to uncertainty?

uncertain
bellisiz
uncertain
değişebilir
uncertain
kuşkulu
uncertain
karar veremeyen
uncertain
kararsız

Tom ne yapması gerektiği konusunda kararsız. - Tom is uncertain what he should do.

uncertain
{s} bir öyle bir böyle olan
uncertain
iyice tarif olunmamış
uncertain
tereddüt
uncertain
uncertaintyşüphe
uncertain
uncertainlytereddütle
uncertain
belirsiz/değişken/şüpheli
uncertain
{s} şüpheli
uncertain
kesin olmayış
uncertain
{s} kesin olmayan
uncertain
{s} emin olmayan
uncertain
{s} değişken, dönek
uncertain
(sıfat) güvenilmez, belirsiz, kesin olmayan, şüpheli, emin olmayan, kararsız, değişken, bir öyle bir böyle olan
uncertain
{s} değişken

Yılın bu zamanında hava değişkendir. - The weather is uncertain at this time of year.

O değişken bir tutum takındı. - He took an uncertain stance.

İngilizce - İngilizce
uncertain
variable and subject to change

    Heceleme

    va·ri·a·ble and sub·ject to change

    Türkçe nasıl söylenir

    veriıbıl ınd sıbcekt tı çeync

    Telaffuz

    /ˈverēəbəl ənd səbˈʤekt tə ˈʧānʤ/ /ˈvɛriːəbəl ənd səbˈʤɛkt tə ˈʧeɪnʤ/