Tom'un masası o kadar dağınıktı ki, temizlikçi odayı temizlemeyi reddetti.
- Tom's desk was so untidy that the cleaner refused to clean the room.
Saçınız gerçekten dağınık görünüyor.
- Your hair really does look untidy.
Sanırım Tom düzensiz.
- I think Tom is untidy.
Onun uzun ve düzensiz saçları bir aslan yelesine benzerdi.
- His long and untidy hair was similar to a lion's mane.
Tom özensiz bir ressamdır.
- Tom is a sloppy painter.
Tom özensiz bir iş yaptı.
- Tom did a sloppy job.
Tom yarım yamalak iş yapar.
- Tom does sloppy work.
O bir yarım yamalak öpücü.
- He's a sloppy kisser.
O özensiz ve dikkatsiz.
- She's sloppy and careless.
I have never seen such an untidy bedroom!.
His finances were in an untidy state when he died.