Mümkün olan tüm araçlarla savaştan kaçınmalıyız.
- Debemos evitar la guerra por todos los medios posibles.
Geceleyin çalışmayı neredeyse tüm işçiler reddetti.
- Casi todos los trabajadores se negaron a trabajar de noche.
Hava kararmadan önce bütün çocuklar yatmalıydılar.
- Todos los niños se habían ido a la cama antes de anochecer.
Bütün yumurtalarınızı tek bir sepete koymayın.
- No pongas todos los huevos en la misma canasta.
Betty onların hepsini öldürdü.
- Betty los mató a todos.