Raporumu düzeltmek için zamanım yoktu.
- I didn't have time to proofread my report.
Raporunu düzeltmek için zamanın yoktu.
- You didn't have time to proofread your report.
Denememi düzeltir misin?
- Could you proofread my essay?
Bunun bir düzelticiye ihtiyacı var.
- This needs a proofreader.
Onlar böyle bir kanıt bulmadılar.
- They found no such proof.
Tom'un hırsız olduğuna dair su götürmez kanıt var.
- There is indisputable proof that Tom is the thief.
Onun olduğunu inkar etmiyorum ama bir örnek delil sayılmaz.
- I'm not denying it happened, but one example can't be called proof.
Deliliniz olmadığı sürece bu konuşma hiç olmadı.
- So long as you have no proof, this conversation never happened.
Denememi düzeltir misin?
- Could you proofread my essay?
Denememi düzeltmek için okuyorum.
- I'm proofreading my essay.
Baştan çıkarmaya karşı dayanıklıdır.
- He is proof against temptation.
O benim yazımı düzeltti.
- He proofread my manuscript.
Ben düzeltme işini üstlendim.
- I took on the job of proofreading.