Piller için ekstra ücret ödemeniz gerekir.
 - You need to pay extra for the batteries.
Ekstra yiyeceği geride bırakmaya karar verdiler.
 - They decided to leave extra food behind.
Ayrı bir servis ücreti tahsil edilecektir.
 - The service charge is extra.
Ayrıca bu biraz ekstra yapmak için bir yoldur.
 - It's a way to make a little extra on the side.
Tom fevkalade mutlu hissetti.
 - Tom felt extraordinarily happy.
Onun için fazladan bir masraf olacak mı?
 - Will there be an extra charge for that?
Fazladan bir on dolara ihtiyacımız olacak.
 - We'll need an extra ten dollars.
Biz Paris'te fazladan iki hafta daha kaldık; ve bunu turistik yerleri gezerek geçirdik.
 - We stayed an extra two weeks in Paris; and we spent it seeing the sights.
Fazladan bir on dolara ihtiyacımız olacak.
 - We'll need an extra ten dollars.
Tom ve Mary'nin olağanüstü mutlu bir evlilikleri var.
 - Tom and Mary have an extraordinarily happy marriage.
Tom olağanüstü yakışıklı idi.
 - Tom was extraordinarily handsome.