to fill with passion, or with another given emotion

listen to the pronunciation of to fill with passion, or with another given emotion
İngilizce - Türkçe

to fill with passion, or with another given emotion teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

passionate
{s} tutkulu

Tom eğildi ve Mary'yi dudaklarından tutkulu bir şekilde öptü. - Tom leaned in and gave Mary a passionate kiss on the mouth.

Çoğu insan bir şey hakkında çok tutkuludur. - Most people are very passionate about something.

passionate
hiddetli
passionate
ateşli
passionate
aşırı tutkuları olan
passionate
hırslı

Ben işim hakkında hırslıyım. - I'm passionate about my job.

Mary işi hakkında çok hırslı. - Mary is very passionate about her work.

passionate
şiddetli
passionate
passionatenessihtiraslı oluş
passionate
ateşli olarak
passionate
(Askeri) İHTİRASLI, HİDDETLİ, HEYECANLI
passionate
{s} aşırı tutkulu
passionate
hararetli
passionate
{s} ihtiraslı

Çok ihtiraslı bir aşk macerasıydı. - It was a very passionate love affair.

passionate
çabuk öfkelenen
passionate
ateşli oluş
passionate
{s} heyecanlı, hararetli, ateşli
İngilizce - İngilizce
passionate

Great pleasure mixt with pittifull regard, / That godly King and Queene did passionate .

to fill with passion, or with another given emotion