Uzaklığı belirlemek zor.
- It is hard to determine the distance.
Bu tablonun değerini belirlemek isterim.
- I'd like to determine the value of this painting.
Kişinin yaşam tarzı, büyük ölçüde para ile belirlenir.
- One's lifestyle is largely determined by money.
Avukat eylemin rotasını belirledi.
- The lawyer determined his course of action.
Yatmadan önce bu bulmacayı çözmeye karar verdim.
- I'm determined to solve this puzzle before I go to bed.
Bir kralın kızı olarak düşünülen ve büyük lüks içinde yetiştirilen Eleanor kocasıyla bu tersliği paylaşmaya karar verdi.
- Eleanor though the daughter of a king and brought up in the greatest luxury determined to share misfortune with her husband.
Ebeveynlerimin evine gelmek ister misin?
- Would you like to come to my parents' house?
Evime gelmek için zahmet etmeyin.
- Don't bother to come to my house.