Tom duraklatma butonuna bastı.
 - Tom pressed the pause button.
Bir ara verelim! Daha fazla devam edemem.
 - Let's take a pause. I cannot continue any longer.
Düşünmek için bazen ara vermeliyiz.
 - We should sometimes pause to think.
O, postere bakmak için durakladı.
 - He paused to look at the poster.
Tom rahatsız bir şekilde durakladı.
 - Tom paused uncomfortably.
Müzikte veya konuşmada, bir duraklama sık sık dramatik bir etki için kullanılmaktadır.
 - In music or speaking, a pause is frequently used for dramatic effect.
Kısa bir duraklama vardı ve sonra müzik başladı.
 - There was a brief pause and then the music began.