Emilien kızarmış dikenli incir yemek istiyor.
 - Emilien wants to eat fried prickly pears.
Özgür irade sorunu din için bir dikenli bir bilmece.
 - The question of free will is a prickly conundrum to religion.
Baş parmağıma iğne batırdım.
 - I pricked my thumb with a needle.
O balona iğne batırdı.
 - She pricked the balloon.