the travel or work of a day

listen to the pronunciation of the travel or work of a day
İngilizce - Türkçe

the travel or work of a day teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

journey
{i} seyahat

O, ne zaman bir seyahatten geri gelse, kızı için bir hediye getirir. - Whenever she comes back from a journey, she brings a gift for her daughter.

Hayat bir seyahate benzer. - Life is like a journey.

journey
{i} yolculuk

O, Paris'e bir yolculuk yaptı. - He made a journey to Paris.

Ne keyifli bir yolculuk yaptık! - What a pleasant journey we had!

journey
{i} gezi

Gezinin amacı, büyükanneyi ziyaret etmekti. - The object of the journey was to visit Grandma.

Ben mümkünse dünyanın etrafında bir geziye çıkmak istiyorum. - I want to go on a journey around the world if possible.

journey
(Havacılık) seyaha

Bir kitap okumak bir seyahat ile kıyaslanabilir. - Reading a book can be compared to making a journey.

Seyahatimi Sendai'den Aomori'ye kadar genişlettim. - From Sendai I extended my journey to Aomori.

journey
gezilip hava alınacak yer
journey
yolculuk yapmak
journey
{f} seyahat et
journey
seyahat sefer
journey
{i} sefer
journey
{i} mesafe
journey
undertake a journey uzun bir yolculuğa hazırlanıp çıkmak
journey
(fiil) seyahat etmek, geziye çıkmak
journey
{f} geziye çıkmak

Ben mümkünse dünyanın etrafında bir geziye çıkmak istiyorum. - I want to go on a journey around the world if possible.

journey
{i} yol

Bana yolculuğu sırasında çektiği fotoğrafları gösterdi. - She showed me the snaps which she had taken during her journey.

Onlar seksen millik yolculuğu tamamladılar. - They finished eighty miles' journey.

journey
{f} yolculuk etmek
journey
{i} seyir
İngilizce - İngilizce
journey
the travel or work of a day

    Heceleme

    the trav·el or work of a Day

    Türkçe nasıl söylenir

    dhi trävıl ır wırk ıv ı dey

    Telaffuz

    /ᴛʜē ˈtravəl ər ˈwərk əv ə ˈdā/ /ðiː ˈtrævəl ɜr ˈwɜrk əv ə ˈdeɪ/