Televizyon izlediğinde ya da radyo dinlediğinde, dinlediğiniz müzik genellikle Afrika kökenlidir.
 - When you watch television or listen to the radio, the music which you hear is often African in origin.
Ateşin kökeni bilinmemektedir.
 - The origin of the fire is unknown.
Balıkçı ürünlerinin menşeini ve tazeliğini garanti eder.
 - The fishmonger guarantees the origin and freshness of his products.
Demokrasi Antik Yunanistan kökenlidir.
 - Democracy originated in Ancient Greece.
Rusça'da yabancı kökenli isimler genellikle bütünleşmeye dayanamaz.
 - In Russian, nouns of foreign origin generally don't succumb to integration.
Ben başka bir iş yapmak için başlangıçta işe alındım.
 - I was hired originally to do another job.
Başlangıçta, Abraham Lincoln Afrika'ya ve Karayiplere sınır dışı edilecek tüm köleleri istedi.
 - Originally, Abraham Lincoln wanted all slaves to be deported to Africa or the Caribbean.
Orijinal plan hakkında ne düşünüyorsun?
 - What do you think of the original plan?
Tondaki ince farklar orijinali fotokopiden ayırt eder.
 - Subtle differences in tone discriminate the original from the copy.
O, cazın Amerika'daki doğuşunu araştırıyor.
 - He is studying the origin of jazz in America.
Bu söylentiler nereden kaynaklandı?
 - Where did such rumors originate?
Bu alıntıların nereden kaynaklandığını bilmeliyim.
 - I must know where these quotations originate.
Milliyetim Fransız ama Vietnam kökenliyim.
 - I have French nationality but Vietnamese origins.
Ateşin kökeni bilinmemektedir.
 - The origin of the fire is unknown.
Normanlar asıl dillerini bıraktılar.
 - The Normans abandoned their original language.
Ali, Mevlana'nın Mesnevisini asıl metninden okuyabilmek için Farsça öğrendi.
 - Ali learnt the Persian language to be able to read the The Mathnawi of Jalaluddin Rumi in original text.