O beni öptüğünde bir ürpertinin omurgamdan aşağı indiğini hissettim.
 - When he kissed me, I felt a shiver run down my spine.
Zeke Choi'nin omurgası bir suikastçının kurşunuyla paramparça edildi.
 - Zeke Choi's spine was shattered by an assassin's bullet.
Neden kaktüslerin dikenleri olduğunu biliyor musun?
 - Do you know why cacti have spines?
Korkunç sahne onun tüylerini diken diken etti.
 - The terrible scene sent shivers down his spine.