the act of controlling and steering the movement of a vehicle or animal

listen to the pronunciation of the act of controlling and steering the movement of a vehicle or animal
İngilizce - Türkçe

the act of controlling and steering the movement of a vehicle or animal teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

driving
{s} araba kullanma

Tom, on üç yaşından beri ehliyetsiz araba kullanmakta. - Tom has been driving without a license since he was thirteen.

Tom alkollü araba kullanmaktan beş gün hapis ve bir yıl göz hapsine mahkûm edildi. - Tom was sentenced to five days in jail and a year on probation for drunken driving.

driving
çalıştıran
driving
araba kullanarak

Tom çok hızlı araba kullanarak Mary'yi etkilemeye çalıştı. - Tom tried to impress Mary by driving very fast.

Tom otobanda çok hızlı araba kullanarak Mary'yi etkilemeye çalıştı ama işe yaramadı. - Tom tried to impress Mary by driving very fast on the Autobahn, but it didn't work.

driving
hareket ettiren
driving
işletme
driving
işleten
driving
sürüş

Kilometre performansı sürüş koşullarına göre değişir. - Mileage varies with driving conditions.

Tehlikeli sürüş cezalandırılmalı. - Dangerous driving should be punished.

driving
çeviren
driving
driving wheel işletme dişlisi
driving
şiddetli
driving
tuttuğunu koparan
driving
{s} enerjik, canlı, dinamik
driving
{i} araba gezintisi
driving
{s} şoför

O sürerken bir otobüs şoförüyle konuşmamak gerekir. - You shouldn't talk to a bus driver while he's driving.

driving
(sıfat) araba kullanma, harekete geçiren, sürücü, şoför, enerjik, canlı, hareket ettirici
driving
{s} enerjik
driving
{i} kullanma

Polis alkollü araç kullanmaktan onu tutukladı. - The policeman arrested him for drunken driving.

Tom, on üç yaşından beri ehliyetsiz araba kullanmakta. - Tom has been driving without a license since he was thirteen.

driving
drive götür/aç/git/sür
driving
{s} sürücü

Tom'un niçin sürücü testini geçemediğini düşünüyorsun? - Why do you think Tom wasn't able to pass his driving test?

Sürücü sınavını geçebileceğimin mümkün olmadığını düşünüyorum. - I think it's unlikely that I'll be able to pass my driving test.

driving
sert
İngilizce - İngilizce
driving
the act of controlling and steering the movement of a vehicle or animal

    Heceleme

    the act of con·trol·ling and steering the move·ment of a ve·hi·cle or a·ni·mal

    Türkçe nasıl söylenir

    dhi äkt ıv kıntrōlîng ınd stîrîng dhi muvmınt ıv ı vihîkıl ır änımıl

    Telaffuz

    /ᴛʜē ˈakt əv kənˈtrōləɴɢ ənd ˈstərəɴɢ ᴛʜē ˈmo͞ovmənt əv ə ˈvēhəkəl ər ˈanəməl/ /ðiː ˈækt əv kənˈtroʊlɪŋ ənd ˈstɪrɪŋ ðiː ˈmuːvmənt əv ə ˈviːhɪkəl ɜr ˈænəməl/