tekebbür

listen to the pronunciation of tekebbür
Türkçe - İngilizce
arrogance
The act or habit of arrogating, or making undue claims in an overbearing manner; that species of pride which consists in exorbitant claims of rank, dignity, estimation, or power, or which exalts the worth or importance of the person to an undue degree; proud contempt of others; lordliness; haughtiness; self-assumption; presumption. Closely related to the act of arrogating
{n} haughtiness, pride, presumption
The act or habit of arrogating, or making undue claims in an overbearing manner; that species of pride which consists in exorbitant claims of rank, dignity, estimation, or power, or which exalts the worth or importance of the person to an undue degree; proud contempt of others; lordliness; haughtiness; self-assumption; presumption
overbearing pride evidenced by a superior manner toward inferiors
{i} haughtiness, pride, conceit
when someone behaves in a rude way because they think they are very important
Türkçe - Türkçe
(Osmanlı Dönemi) Kibirlenmek. Kendini büyük saymak. Nefsini büyük görmek. (Bak: Taabbüd, Tevazu')(İşte ey insan! Eğer yalnız ona abd olsan bütün mahlukat üstünde bir mevki kazanırsın. Eğer ubudiyetten istinkâf etsen, âciz mahlukata zelil bir abd olursun. Eğer enâniyetine ve iktidarına güvenip, tevekkül ve duâyı bırakıp, tekebbür ve dâvaya sapsan; o vakit iyilik ve icad cihetinde arı ve karıncadan daha aşağı, örümcek ve sinekten daha zayıf düşersin. Şer ve tahrib cihetinde dağdan daha ağır, tâundan daha muzır olursun. S.)
(Osmanlı Dönemi) kibirlenme, kendini büyük sayma, nefsini büyük sayma
Kibirlenme, büyüklenme, çalım, kurum
(Osmanlı Dönemi) EDÂ'
tekebbür