İngilizce - Türkçe
tea taster's term to denote dull liquor with sour taste teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- plain
- {s} yalın
Yalın bir İngilizce ile konuşma yaptı.
-He made a speech in plain English.
- plain
- vuzuh
- plain
- sadelik
- plain
- dürüst
- plain
- düz
O, düz mavi bir elbise giydi.
-She wore a plain blue dress.
Ben sadece düz bir ofis çalışanıyım.
-I'm just a plain office worker.
- plain
- kolay anlaşılır
- plain
- net
- plain
- vazıh
- plain
- (sıfat) sade, süssüz, yalın, düz, desensiz, gösterişsiz, çirkin, açık, net, dürüst, su katılmamış, engebesiz
- plain
- {s} çirkin
- plain
- {s} su katılmamış
- plain
- {s} süssüz
- plain
- {s} gösterişsiz
- plain
- (Tekstil) düz, desensiz
- plain
- düz yazı
- plain
- sadece
Ben sadece düz eski bir ofis çalışanıyım.
-I'm just a plain old office worker.
Ben sadece düz bir ofis çalışanıyım.
-I'm just a plain office worker.
- plain
- {i} düzlük
Nehir düzlükte menderesler çiziyor.
-The river meanders across the plain.
- plain
- plain dealing dürüstlük
- plain
- {s} düz: I want a plain rather than a patterned cloth. Desenli değil, düz bir kumaş istiyorum
İlgili Terimler
İngilizce - İngilizce
tea taster's term to denote dull liquor with sour taste teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- plain
tea taster's term to denote dull liquor with sour taste
Heceleme
tea taster's term to de·note dull liq·uor with Sour tasteTürkçe nasıl söylenir
ti teystırz tırm tı dînōt dʌl lîkır wîdh saur teystTelaffuz
/ˈtē ˈtāstərz ˈtərm tə dəˈnōt ˈdəl ˈləkər wəᴛʜ ˈsour ˈtāst/ /ˈtiː ˈteɪstɜrz ˈtɜrm tə dɪˈnoʊt ˈdʌl ˈlɪkɜr wɪð ˈsaʊr ˈteɪst/
Resimler
Favoriler