Sami wanted Layla silenced.
 - Sami, Leyla'nın susmasını istedi.
Speech is silver, but silence is golden.
 - Konuşma gümüştür ama susma altındır.
The first of human rights is to shut up!!!
 - İnsan haklarının birincisi susmaktır.
It's good to talk and better to shut up.
 - Konuşmak iyidir ve susmak daha iyidir.
Tom told Mary to shut up.
 - Tom, Mary'ye susmasını söyledi.
Tom doesn't know when to shut up.
 - Tom ne zaman susacağını bilmiyor.
The judge raised his hand to shush Tom.
 - Hakim, Tom'u susturmak için elini kaldırdı.
Tom started to say something, but Mary shushed him.
 - Tom bir şey söylemek başladı ama Mary onu susturdu.
He can't do anything but keep silent.
 - O susmaktan başka bir şey yapamaz.
It's not shameful to be silent when you have nothing to say.
 - Söyleyecek bir şeyiniz olmadığında susmak utanç verici değil.
It's not shameful to be silent when you have nothing to say.
 - Söyleyecek bir şeyiniz olmadığında susmak utanç verici değil.
It's not shameful to be silent when you have nothing to say.
 - Söyleyecek bir şeyiniz olmadığında susmak utanç verici değil.
He can't do anything but keep silent.
 - O susmaktan başka bir şey yapamaz.
Many politicians are believed to accept hush money.
 - Birçok siyasetçinin sus parasını kabul ettiğine inanılmaktadır.
I asked the student to quiet down. It was like talking to a wall, nothing happened.
 - Öğrencinin susmasını istedim. Bir duvarla konuşmak gibiydi, bir şey olmadı.