speedily; with haste or celerity; soon; without delay; quick

listen to the pronunciation of speedily; with haste or celerity; soon; without delay; quick
İngilizce - Türkçe

speedily; with haste or celerity; soon; without delay; quick teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

quickly
çabucak

Çocuk çabucak öğreniyor. - The child is learning quickly.

Haydi bu resmi çabucak tamamlayalım. - Let's complete this picture quickly.

quickly
hızla

O hızla hareket etti ve yangını söndürdü. - He acted quickly and put out the fire.

Onlar hızla evlerini terk ettiler. - They left their house quickly.

quickly
süratle
quickly
şipşak
quickly
çabuk

Ona mümkün olduğunca çabuk ihtiyacım var. - I need it as quickly as possible.

Bakım onu çabuk yaşlandırdı. - Care aged him quickly.

quickly
tez
quickly
acele

Biz hepimiz öleceğiz, bazılarımız çabucak, diğerleri acele etmeyecek. - We will all die, some quickly, others will take their time.

Çin'in hızla geliştiğini anlamak için geldim ancak Çin halkı nispeten acelesiz bir hayat yaşıyor. - I have come to realize that China is developing quickly but the Chinese people live a relatively leisurely life.

quickly
yel gibi
quickly
şıp diye
quickly
hızlı şekilde

Biz onu oldukça hızlı şekilde onardık. - We fixed that pretty quickly.

Ses çok hızlı şekilde hareket eder. - Sound travels very quickly.

İngilizce - İngilizce
quickly