somurtkan

listen to the pronunciation of somurtkan
Türkçe - İngilizce
sullen

He is very sullen now. - O şu anda çok somurtkan.

surly

In that unwelcoming place I found too many surly people. - Bu misafirperverliğin eksik olduğu yerde bir sürü somurtkan insan buldum.

Tom is surly, isn't he? - Tom somurtkan, değil mi?

glum
grumpy

Jane has been quiet and grumpy for the past few days. - Jane son birkaç gündür sessiz ve somurtkandı.

sulky, inclined to sulk or pout
morose
sour
sulky
unsmiling
sulky, sullen, grumpy, morose
lowering
repining
somurtkan tip
pouter
Türkçe - Türkçe
Sürekli somurtan, asık suratlı
Sürekli somurtan, asık suratlı: "Yanında olmaktan memnunsun tabii... İstediğin kadar somurtkan dur; zaten somurtkanlığın da memnuniyetinden!"- R. H. Karay
sorutkan
suratsız
abus
konkre
ubuset
asık
çehre
somurtkan