someone who travels on foot by running

listen to the pronunciation of someone who travels on foot by running
İngilizce - Türkçe

someone who travels on foot by running teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

runner
{i} atlet

O elinden geleni yaptı ama kısa sürede böyle bir hızlı atlet ile rekabet edemeyeceğini gördü. - He did his best but soon saw that he could not compete with such a fast runner.

Biz Afrikalılar mükemmel atlet ve koşucularız. - We Africans are excellent athletes and runners.

runner
(Askeri) yaya haberci
runner
(Ticaret) müteahhit
runner
(Ticaret) akar
runner
ayakçı
runner
kirişleme
runner
kızak demiri
runner
{i} haberci
runner
{i} (Botanik) sürüngen sap
runner
{i} koşucu

Tony hızlı bir koşucu. - Tony is a fast runner.

Onun yanında, ben bizim sınıfta en hızlı koşucuyum. - Next to him, I'm the fastest runner in our class.

runner
{i} İng., k.dili. çalıfasulyesi
runner
{i} palanga ipi
runner
{i} yol halısı
runner
ray/filiz/ulak/koşucu
runner
(isim) koşucu, atlet, yarışçı, yarış atı, ulak, haberci, çığırtkan, dağıtıcı, kaçakçı, ray, çark, saban demiri, palanga ipi
runner
{i} ayak işlerini yapan kimse, ayakçı
runner
{i} dağıtıcı
runner
yerde kökler salarak uzanan bitki veya bu bitkinin sapı
runner
{i} çığırtkan
İngilizce - İngilizce
runner-
runner
someone who travels on foot by running

    Heceleme

    some·one who travels on foot by run·ning

    Türkçe nasıl söylenir

    sʌmwʌn hu trävılz ôn fût bay rʌnîng

    Telaffuz

    /ˈsəmˌwən ˈho͞o ˈtravəlz ˈôn ˈfo͝ot ˈbī ˈrənəɴɢ/ /ˈsʌmˌwʌn ˈhuː ˈtrævəlz ˈɔːn ˈfʊt ˈbaɪ ˈrʌnɪŋ/