İngilizce - Türkçe
situated or living nearby or adjacent to teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- neighboring
- civardaki
- neighboring
- yöredeki
- neighbouring
- mücavir
- neighbouring
- (Biyokimya) yan
- neighbouring
- komşu
İki komşu ülke arasındaki sınır kapalı kalır.
-The border between the two neighbouring countries remains closed.
Komşu masada Almanca konuşan bir çift oturuyordu.
-At the neighbouring table sat a German-speaking couple.
- neighbouring
- (yer) yakındaki
- neighboring
- komşu
O ülke, komşu ülkelerle olan diplomatik ilişkileri kesti.
-That country broke off diplomatic relations with the neighboring countries.
Ordu komşu ülkeye baskınlar yaptı.
-The army made inroads into the neighboring country.
- neighbouring
- komşu oluyor
- neighboring
- {s} bitişik
- neighbouring
- {s} bitişik
İlgili Terimler
İngilizce - İngilizce
situated or living nearby or adjacent to teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- neighboring
- neighbouring
situated or living nearby or adjacent to
Heceleme
si·tu·a·ted or li·ving near·by or ad·ja·cent toTürkçe nasıl söylenir
sîçueytîd ır lîvîng nîrbay ır ıceysınt tıTelaffuz
/ˈsəʧo͞oˌātəd ər ˈləvəɴɢ ˈnərˈbī ər əˈʤāsənt tə/ /ˈsɪʧuːˌeɪtɪd ɜr ˈlɪvɪŋ ˈnɪrˈbaɪ ɜr əˈʤeɪsənt tə/
Resimler
Geçmiş
Favoriler