Onların komşu ülkelerle iyi ilişkileri var.
- They have good relations with neighbouring countries.
Köyümüz Katoliktir, ancak komşu köy Evangelisttir.
- Our village is Catholic, but the neighbouring village is Evangelist.
Ordu komşu ülkeye baskınlar yaptı.
- The army made inroads into the neighboring country.
Yangın yayıldı ve komşu evi yaladı.
- The fire spread and licked the neighboring house.