Keskin bir yön duygusuna sahipsin.
 - You have a keen sense of direction.
Bir köpeğin koku alma duygusu, bir insanınkinden çok daha keskindir.
 - A dog's sense of smell is much keener than a human's.
O, müziğe çok düşkün gibi görünüyordu.
 - He seemed to be very keen on music.
Tom sörf yapmaya düşkündür.
 - Tom is keen on surfing.
Tom kalede kalmaya hiç istekli değildi, onun perili olduğunu duymuştu.
 - Tom wasn't at all keen to stay in the castle, which he'd heard was haunted.
Onlarla gitmeye çok istekli misin?
 - Are you very keen about going with them?