Tom'u selamlamak için ayağa kalktılar.
- They got up to greet Tom.
Her dilde insanları selamlamayı bilir.
- He knows how to greet people in all languages.
Tom'a bir doğum günü kartı göndermeyi unutmamalıyız.
- We need to remember to send Tom a birthday card.
Bize gönderebileceğin bir bilgiyi takdir ederim.
- I would appreciate any information you can send to us.
Ben de onu selamlamak istiyorum.
- I want to greet him, too.
Onlar onu selamlamak için kalktılar.
- They got up to greet her.
O, onu neşeyle selamladı.
- She greeted him cheerfully.
O bir tebessümle beni selamladı.
- He greeted me with a smile.
Seni kutlamak için uğrayamadım, çünkü acelem vardı.
- I could not stop by to greet you because I was in a hurry.
Paul beni karşılamak için Roma'ya geldi.
- Paul came to Rome to greet me.
Tom Mary'yi karşılamak için oradaydı.
- Tom wasn't there to greet Mary.