selber

listen to the pronunciation of selber
Almanca - Türkçe
{'zelbır} kendi(si)
İngilizce - Türkçe

selber teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

himself
kendi

Kendisine Fransızca öğretti. - He taught himself French.

O kendi kendineHAYIRdedi.Yüksek sesle EVET dedi. - He said NO to himself. He said YES aloud.

himself
kendisini

O, kendisini bir baston ile destekledi. - He supported himself with a stick.

Tom kendisini aynada gördü. - Tom saw himself in the mirror.

himself
bizzat

Tom asla bizzat yardım edemezdi. - Tom never could help himself.

Bizzat Tom gelmemizi rica etti. - Tom himself asked us to come.

himself
eril kendisi
himself
kendi eliyle
himself
özü

Tom özür dileyip, gitti. - Tom excused himself and left.

Tom geç kaldığı için özür diledi. - Tom excused himself for being late.

himself
(eril) kendisi
himself
kendisi

Kendisine Fransızca öğretti. - He taught himself French.

Gazetecilerle kendisi konuşma yaptı. - He addressed himself to the reporters.

in one's own right
kendi kendine
in one's own right
Kişinin kendi başına
himself
0 söyledi
himself
eril o
himself
kendine

Kendi kendine şöyle dedi: Bu operasyon başarıyla sonuçlanacak mı? - He said to himself, Will this operation result in success?

O kendi kendineHAYIRdedi.Yüksek sesle EVET dedi. - He said NO to himself. He said YES aloud.

himself
Kendinde değil

Tom bugün kendinde değildir. - Tom isn't himself today.

Tom son birkaç gün kendinde değildi. - Tom hasn't been himself the last few days.

himself
kendini

O bulunduğu duruma kendini alıştıramaz. - He can't accommodate himself to his circumstances.

O, yeni okuldaki hayata kendini alıştırmayı çok zor buldu. - He found it very difficult to adjust himself to life in the new school.

himself
eril kendi
himself
kendinde

Tom bugün kendinde değildir. - Tom isn't himself today.

Tom kendinden başka kimseyi suçlayamaz. - Tom can't blame anyone but himself.

oneself
kendi

Kendini savunmak başka birini savunmaktan daha zordur. Şüphe edenler avukatlarına bakabilirler. - It is more difficult to defend oneself than to defend someone else. Those who doubt it may look at lawyers.

Kendini bilmek çok zordur. - It's very difficult to know oneself.

oneself
kendini

Bir kişinin kazanabileceği en değerli beceri, kendini düşünebilme yeteneğidir. - The most valuable skill one can acquire is the ability to think for oneself.

Biri kendini aptallığa karşı savunamaz. - One cannot defend oneself against stupidity.