Su yüzmek için yeterince sıcak.
- Das Wasser ist warm genug zum Schwimmen.
Su yüzmek için yeterince sıcak.
- Das Wasser ist warm genug zum Schwimmen.
Haftada bir kez yüzmeye gidiyorum.
- Ich gehe einmal in der Woche schwimmen.
O, yüzmekten korkuyor.
- He is afraid of swimming.
Bu nehir içinde yüzmek için tehlikelidir.
- This river is dangerous to swim in.
O, çocukların yüzüşünü izledi.
- He watched the boys swimming.
O, çocukların havuzda yüzüşünü izledi.
- She watched the children swimming in the pool.
Ne zaman burada yüzebilirim?
- When can I swim here?
Okyanusta yüzmek benim en büyük zevkimdir.
- To swim in the ocean is my greatest pleasure.
The old man attempted to swim five kilometers.
- Der alte Mann versuchte, 5 Kilometer zu schwimmen.
He went to sea to swim.
- Er ist ans Meer gegangen, um zu schwimmen.