satın alan

listen to the pronunciation of satın alan
Türkçe - İngilizce
(Kanun) emptor
{i} purchaser, buyer
a person who buys
satın al
{f} bought

I bought a bottle of beer at the liquor store. - Likör dükkânından bir şişe bira satın aldım.

I bought a new personal computer yesterday. - Dün yeni bir PC satın aldım.

satın al
{f} purchase

Many Americans protested the purchase of Alaska. - Birçok Amerikalı Alaska'nın satın alınmasını protesto ettiler.

We purchased a new house for eighty thousand dollars. - Seksen bin dolara yeni bir ev satın aldık.

satın al
{f} purchasing

I think you should probably see someone from Purchasing. - Sanırım muhtemelen Satın almadan biriyle görüşmen gerekiyor.

Purchasing power has greatly fallen. - Satın alma gücü çok düştü.

satın al
{f} merchandising
satın al
{f} merchandised
satın al
{f} merchandise
satın al
{f} buy

Please do not buy it. - Lütfen onu satın alma.

What do you want to buy? - Ne satın almak istiyorsun?

satın al
{f} buying

I went to the department store with a view to buying a present. - Ben bir hediye satın almak amacıyla bir alışveriş merkezine gittim.

I love buying on eBay. - eBay'dan satın almayı çok seviyorum.

birden görerek satın alan
(Ticaret) impulse buyer
ucuz mal satın alan tüketici
(Ticaret) lower end of the market
satın alan