salata

listen to the pronunciation of salata
Türkçe - İngilizce
salad

I bought a bottle of salad oil. - Bir şişe salata yağı aldım.

She heaped her plate with salad. - Tabağını salatayla tepeleme doldurdu.

lettuce

Tom and Mary grow leaf lettuce in their garden. - Tom ve Mary bahçelerinde marul salatası yetiştirirler.

side salad
salata sosu
vinaigrette
salata kurutucu
salad dryer, salad spinner
salata yapmak için kullanılan
used to make salad
salata barı
salad bar
salata kâsesi
salad bowl
salata sosu
vinaigrette souce
salata sosu
dressing

What's your favorite salad dressing? - Favori salata sosunuz nedir?

After you've mixed everything well, add salad dressing and a little pepper! - Her şeyi iyice karıştırdıktan sonra, salata sosu ve biraz biber ekleyin!

salata tabağı
salad bowl
salata yağı
salad oil
sadece salata rica ediyorum
I would like just a salad
kıvırcık salata
lettuce
göbek salata
(Gıda) iceberg lettuce
kıvırcık salata
(Gıda) cabbage lettuce
kıvırcık salata
head lettuce
salatalar
salads
fransız soslu yeşil salata
A green salad with French dressing
grek salata
Greek salad
hazır yemek ve salata dükkânı
deli
hazır yemek ve salata dükkânı
delicatessen
kıvırcık salata
(Tabiat Doğa) (bitki, Fam: papatyagiller,bileşikgiller,mürekkebe) lettuce
kıvırcık salata
cabbage lettuce, head lettuce
kıvırcık salata
a lettuce with crinkly leaves
sezar salata
Caesar salad
yeşil salata
green salad

We eat a fresh, green salad every day. - Biz her gün taze yeşil salata yeriz.

ıtalyan salata sosu
Italian dressing
Türkçe - Türkçe
Kimi çiğ ot ve sebzelere yağ, limon gibi şeyler ekleyerek yapılan yiyecek
Genellikle bazı çiğ ot ve sebzelerle yapılan, yağ, limon gibi maddeler katılan, yemeklerle birlikte yenen yiyecek
Genellikle bazı çiğ ot ve sebzelerle yapılan, yağ, limon gibi maddeler konulan, yemeklerle birlikte yenen yiyecek
bostana
kıvırcık salata
Yeşil salata, yaprakları kıvırcık bir tür marul, kıvırcık
salata