sabıkalı

listen to the pronunciation of sabıkalı
Türkçe - İngilizce
{i} criminal

The criminal didn't let the hostages go. - Sabıkalı rehinelerin gitmesine izin vermedi.

The police found out where the criminal lived. - Polis sabıkalının nerede olduğunu buldu.

previously convicted
previously convicted of a crime
recidivist
picaroon
previous offender, past offender; hardened criminal
recidivous
law
convicted previously
{i} repeater
sabıkalı fotoğrafları arşivi
rogue's gallery
sabıkalı olmak
have a record
sabıkalı olmak
have a criminal record
tekrar suç işleyen sabıkalı
repeater
tekrar suç işleyen sabıkalı
recidivist
Türkçe - Türkçe
Sabıkası olan
SABIKALI
Sabıkası olan: "Bugün medeniyet ve insaniyetin düşmanları olan canileri, sabıkalıları o arıyor, o takip ediyor, o buluyor."- Ö. Seyfettin
sabıkalı