sürece

listen to the pronunciation of sürece
Türkçe - İngilizce
while, as long as: Ateşkes devam ettiği sürece burada kalırız. We'll stay here as long as the ceasefire lasts
as long as

As long as you are with him, you can't be happy. - Onunla beraber olduğun sürece mutlu olamazsın.

You may take this book as long as you keep it clean. - Temiz tuttuğun sürece bu kitabı alabilirsin.

during
so long as

I'll help you so long as you do your best. - Elinden geleni yaptığın sürece sana yardım edeceğim.

You may take this book so long as you keep it clean. - Temiz tuttuğun sürece bu kitabı alabilirsin.

long as
süreç
process

Introducing democratic ideas into that country will be a slow process. - Demokratik fikirlerin o ülkeye tanıtılması yavaş bir süreç olacak.

Are we subjects or objects in this process? - Bu süreçte biz özne miyiz, yoksa nesne miyiz?

sürece yönelik
(Bilgisayar,Teknik) process oriented
süreç
duration
süreç
process, progression, march, development
süreç
(Politika, Siyaset) procedure
süreç
(Askeri) period
süreç
{i} continuum
süreç
{i} course

Several processes for making soap have been invented over the course of history. - Sabun yapmak için çeşitli süreçler tarih boyunca icat edildi.

süreç
(Fizik) phase
süreç
(İnşaat) mechanism
aksi belirtilmediği sürece
Unless stated otherwise
süreç
due process
süreç
time course

time course of growth.

süreç
the process
süreç
(Hukuk) procedure, process
Türkçe - Türkçe

sürece teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

süreç
time course
Süreç
prose
Süreç
proses
Süreç
vetire
süreç
Aralarında birlik olan veya belli bir düzen veya zaman içinde tekrarlanan, ilerleyen, gelişen olay veya hareketler dizisi, vetire, proses: "Kitaba aldığım bu yazılar, gerçekte siyasal kavgamın gelişme sürecinde önemli bir tavır takınmayı vurgulamaktadır."- A. İlhan
süreç
Aralarında birlik olan veya belli bir düzen veya zaman içinde tekrarlanan, ilerleyen, gelişen olay veya hareketler dizisi, vetire, proses
sürece