Have a good time on your date.
- Randevunda iyi zaman geçir.
I've always dated older women.
- Her zaman yaşlı kadınlarla flört ettim.
Some read books just to pass time.
- Bazıları yalnızca zaman geçsin diye kitap okurlar.
What time will you be back?
- Ne zaman geri döneceksin?
I am always tense before I get on an airplane.
- Uçağa binmeden önce her zaman gergin olurum.
Relations between China and Japan have been tense recently.
- Çin ve Japonya arasındaki ilişkiler son zamanlarda gergin olmuştur.
Tom showed up at just the right moment.
- Tom tam doğru zamanda geldi.
Please drop in at my house when you have a moment.
- Lütfen zamanın olduğunda evime uğra.
George was describing a 30 pound bass he'd caught recently after fighting it for three hours.
- George, son zamanlarda üç saatlik mücadeleden sonra yakaladığı 30 paundluk bir levreği tanımlıyordu.
When I was a child, I spent many hours reading alone in my room.
- Çocukken odamda yalnız başına kitap okuyarak çok fazla zaman geçirdim.
He always sings while having a shower.
- O her zaman duşta şarkı söyler.
I often study while listening to music.
- Müzik dinlediğim zaman sık sık çalışırım.
Every time I hear that song, I think of my high school days.
- O şarkıyı duyduğum her zaman,lise günlerimi düşünürüm.
I make it a rule to read the newspaper every day lest I should fall behind the times.
- Zamanın gerisinde kalmayayım diye her gün gazete okumayı bir alışkanlık haline getirdim.
Tax season is a very busy time of year for accountants.
- Vergi sezonu muhasebeciler için yılın en meşgul zamanıdır.
When does the rainy season in Japan begin?
- Japonya'da yağışlı sezon ne zaman başlar?
When do you usually go to bed?
- Genellikle ne zaman yatarsın?
I wish you would shut the door when you go out.
- Keşke dışarı çıktığın zaman kapıyı kapatsan.
There was a time when kings and queens reigned over the world.
- Kralların ve kraliçelerin dünyada hüküm sürdüğü bir zaman vardı.
Once upon a time there lived an emperor who was a great conqueror, and reigned over more countries than anyone in the world.
- Bir zamanlar büyük bir fatih olan bir imparator yaşardı ve dünyadaki herhangi birinden daha fazla ülkede hüküm sürdü.
He reads detective stories on occasion.
- O, zaman zaman dedektif hikayeleri okur.
Tom occasionally visited Mary at her parents' house.
- Tom zaman zaman Mary'yi anne babasının evinde ziyaret eder.
Tom always makes it a rule never to ask a woman her age.
- Tom her zaman bir kadına yaşını asla sormamayı bir kural olarak benimser.
It's been quite ages since we last met.
- Son karşılaştığımızdan beri oldukça uzun zaman oldu.
Go easy on Bob. You know, he's been going though a rough period recently.
- Bob'ın üzerine fazla gitmeyin.Bilirsiniz, o, son zamanlarda zor bir sürece rağmen devam etmektedir.
The students' lunch period is from twelve to one.
- Öğrencilerin öğlen yemeği zamanı saat on ikiden saat bire kadardır.
Mariner 10 was the first space probe to visit Mercury. It was also the first probe to visit two planets - Venus and Mercury.
- Mariner 10, Merkür'ü ziyaret eden ilk uzay sondasıydı. Aynı zamanda, iki gezegeni -Venüs ve Merkür- ziyaret eden ilk sondaydı.
I'm sick and tired of you always parking in my space.
- Her zaman benim yerime park etmenden bıktım.
I make it a rule to read the newspaper every day lest I should fall behind the times.
- Zamanın gerisinde kalmayayım diye her gün gazete okumayı bir alışkanlık haline getirdim.
He's behind the times in his methods.
- O metotlarında zamanın gerisindedir.
Everytime I look at him, he smiles.
- Ona ne zaman baksam gülümser.
In my opinion, Twitter is a waste of time.
- Bence Twitter bir zaman kaybıdır.
It's a waste of time to stay longer.
- Daha uzun kalmak zaman kaybıdır.
We have a lot of snow at this time of the year.
- Yılın bu zamanında bir sürü karımız var.
What time of year do you usually like to spend time on the beach?
- Yılın hangi zamanında genellikle sahilde zaman geçirmek istersin?
Nasıl vakit buluyor bilmiyorum.
- Buna nasıl zaman ayırıyor bilmiyorum.
Şu sıralar BT sertifikasyonlarına çalışmaya çok vakit harcıyorum.
- Bu aralar IT sertifikasyonlarına çalışmak için epey zaman harcıyorum.