The mother elephant bathes her baby in the river.
- Anne fil nehirde yavrusunu yıkadı.
Have you ever wondered why we don't often see baby pigeons?
- Neden sık sık yavru güvercinler görmediğimizi hiç merak ettiniz mi?
Kangaroos have a strange method of carrying their young.
- Kanguruların yavrularını taşımak için garip bir yöntemi var.
Unlike birds, which feed and shelter their young, fish abandon their eggs.
- Yavrularını besleyen ve barındıran kuşların aksine balıklar yumurtalarını terk eder.
The eaglet broke free of its shell.
- Kartal yavrusu kabuğundan çıktı.
Reporter: Did you buy her a kitten?
- Muhabir: Ona bir kedi yavrusu aldınız mı?
The kitten wanted in.
- Kedi yavrusu içeri girmek istedi.
The puppy licked her on the cheek.
- Köpek yavrusu onu yanağından yaladı.
We looked for our lost puppy, but in vain.
- Bizim kayıp köpek yavrusunu aradık fakat boşuna.
We looked for our lost puppy, but in vain.
- Bizim kayıp köpek yavrusunu aradık fakat boşuna.
And you have earned the new puppy that's coming with us … to the White House.
- Sen bizimle Beyaz Saray'a kadar gelecek yeni köpek yavrusu kazandın.
The next morning the White Duck wandered round the pond, looking for her little ones; she called and she searched, but could find no trace of them.
- Ertesi sabah Beyaz Ördek, yavrularını arayarak göletin etrafında dolandı durdu; isimleriyle seslendi, aradı taradı ama onlara dair hiçbir ize rastlayamadı.
The tiger cub looked like a large kitten.
- Kaplan yavrusu büyük bir kedi yavrusu gibi görünüyordu.
She has no more than twelve cubs.
- O oniki yavrudan daha fazlasına sahip değil.
Rabbits have many offspring.
- Tavşanların çok sayıda yavrusu var.
Rabbits have a lot of offspring.
- Tavşanların çok yavruları olur.
She was a real ugly duckling as a kid.
- O bir çocuk olarak gerçekten çirkin bir ördek yavrusuydu.
The small duckling can swim.
- Küçük ördek yavrusu yüzebilir.