yaşayanlar

listen to the pronunciation of yaşayanlar
Турецкий язык - Английский Язык
the living
people that are currently alive
yaşayan
{s} vital
yaşa
{f} live

Meerkats live in Africa. - Mirketler Afrika'da yaşar.

Nobody lives in this house. - Bu evde hiç kimse yaşamıyor.

yaşayan
{s} live

Mike has a friend who lives in Chicago. - Mike'ın Şikago'da yaşayan bir arkadaşı var.

He who lives by the sword shall die by the sword. - Kılıçla yaşayan kılıçla ölecek.

yaşayan
lived

He despised those who lived on welfare. - Refah içinde yaşayan insanları küçümsedi.

My parents and little brother, who lived in the suburbs of Tokyo, died in the big earthquake. - Tokyo banliyölerinde yaşayan ebeveynlerim ve küçük erkek kardeşim büyük bir depremde öldüler.

yaşa
{f} living

She is used to living alone. - Yalnız yaşamaya alışkın.

I like living with you. - Seninle yaşamaktan hoşlanıyorum.

yaşayan
living

The number of the living was smaller than that of the dead. - Yaşayanların sayısı ölülerinkinden daha azdı.

Tímea is a Hungarian living in Poland. - Tímea, Polonya'da yaşayan bir Macardır.

yaşayan
going
yaşayan
animate
düşüncesiz, kaygısız, rahat yaşayanlar
careless, carefree, comfortable residents
yaşayan
living on
yaşayan
inhabiting
yaşayan
living in

People living in this area are dying because of the lack of water. - Bu alanda yaşayan insanlar su yokluğu nedeniyle ölüyor.

Tímea is a Hungarian living in Poland. - Tímea, Polonya'da yaşayan bir Macardır.

yaşa
huzza
yaşa
Hurray!, Hooray!
yaşa
cheers
yaşa
long live

Long live the Tatoeba Project! - Çok yaşa Tatoeba Projesi!

Long live the Soviet Union! - Çok yaşa Sovyetler Birliği!

yaşa
viva
yaşa
whoopee
yaşa
hurray

Hurray! I have found it! - Yaşasın! Ben onu buldum!

yaşa
hooray
yaşa
hurrah
yaşa
know

Tom knows a man who lives in Boston. - Tom Bostonda yaşayan bir adam tanıyor.

They don't know what difficulties Tom went through in his youth. - Onlar, Tom'un gençliğinde hangi zorlukları yaşadığını bilmiyorlar.

yaşa
inhabit

Indians inhabited this district. - Yerliler bu bölgede yaşadılar.

In this country, most of the inhabitants are Sunni Muslims. - Bu ülkede yaşayanların çoğu Sünni Müslümandır.

yaşa
subsist
yaşayan
in the flesh
yaşayan
alive

Carl is the tallest man alive. - Yaşayan en uzun adam Carl'dır.

Elephants are the largest land animals alive today. - Filler bugün yaşayan en büyük kara hayvanlarıdır.

yaşayan
quick
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение yaşayanlar в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Yaşa
yaşasın
yaşa
Hoşnutluk, sevinç gibi duyguları anlatmak için söylenir
yaşa
Hoşnutluk, sevinç gibi duyguları anlatmak için söylenir: "Ey vatan, ey mübarek vatan, bin yaşa."- T. Fikret