Tom can't stand loud music.
- Tom yüksek sesli müziğe katlanamaz.
Tom doesn't like loud music.
- Tom yüksek sesli müziği sevmez.
I spoke loudly so that everyone could hear me.
- Herkes beni duyabilsin diye yüksek sesle konuştum.
They are talking loudly when they know they are disturbing others.
- Başkalarını rahatsız ettiklerini öğrendiklerinde yüksek sesle konuşuyorlardı..
He gave a loud cry for help.
- Yardım için yüksek sesle bağırdı.
I felt an impulse to cry out loud.
- Yüksek sesle bağırmak için bir dürtü hissettim.