too; likewise; in addition

listen to the pronunciation of too; likewise; in addition
Английский Язык - Турецкий язык

Определение too; likewise; in addition в Английский Язык Турецкий язык словарь

as well as
hem de

O hem çekici hem de çalışkandır. - She is charming as well as diligent.

Onlar hem zenginlerdi hem de mutlulardı. - They were rich as well as happy.

as well as
birlikte

O zeki olmakla birlikte güzeldi. - She was intelligent as well as beautiful.

Her şahıs tek başına veya başkalarıyla birlikte mal ve mülk sahibi olma hakkına sahiptir. - Everyone has the right to own property alone as well as in association with others.

as well as
(Fiili Deyim ) kadar , gibi , hem
as well as
hem ... hem de ...: He gave me money
as well as
kadar iyi: He writes well, but not as well as Eşref. İyi yazıyor, ama Eşref kadar iyi değil
as well as
yanısıra
as well as
yanı sıra

Televizyon izleyicileri eğlendirmesinin yanı sıra onları aydınlatır. - Television enlightens the viewers as well as entertains them.

Eğitim yaptığın okulda yazı yazmanın yanı sıra sağduyuyu öğretmediler mi? - Didn't they teach you common sense as well as typing at the school where you studied?

as well as
ilaveten
as well as
böyle olmakla birlikte
as well as
bu bir tarafa
as well as
kadar iyi

Tom kadar iyi tenis oynayamam. - I can't play tennis as well as Tom.

Tom kardeşi kadar iyi kayak yapabilir. - Tom can ski as well as his brother.

as well as
hem

Bana hem nasihat hem de para verdi. - He gave me money as well as advice.

Onlar hem zenginlerdi hem de mutlulardı. - They were rich as well as happy.

as well as
olduğu kadar

Küreselleşmenin pozitif olduğu kadar negatif etkilerinin de olduğunu düşünüyorum. - I think that globalization has negative effects as well as positive.

Zengin olduğu kadar yakışıklı da. - He is handsome as well as rich.

as well as
olmakla beraber
as well as
ilaveten bu bir tarafa
as well as
olmakla birlikte

O zeki olmakla birlikte güzeldi. - She was intelligent as well as beautiful.

as well as
ek olarak
as well as
ile birlikte
as well as
olduğu gibi

Keşke hala eskiden olduğu gibi yüzebilsem. - I wish I could still swim as well as I used to.

Английский Язык - Английский Язык
as well as
too; likewise; in addition
Избранное