Английский Язык - Турецкий язык
Определение to cause to turn в Английский Язык Турецкий язык словарь
- wise
- {s} bilgili
Tom bilgili görünüyor.
-Tom appears to be wise.
Hiç kimse kaderden daha bilgili olamaz.
-No one can be more wise than destiny.
- wise
- akıllı
O,şimdi daha yaşlı ve daha akıllıdır.
-She is older and wiser now.
Olaydan sonra akıllı olmak kolaydır.
-It is easy to be wise after the event.
- wise
- tarzında
- wise
- {i} alim
- wise
- tecrübeli
- wise
- mantıklı
Gerçekten onun mantıklı olduğunu düşünüyor musun?
-Do you really think that's wise?
Kötü gün için para biriktirmek mantıklı.
-It is wise to save money for a rainy day.
- wise
- mahir
- wise
- (Osmanlıca) muttali
- cause to turn
- dönmesine neden ol
- wise
- akıllıca
İyi bir kahvaltı yemek çok akıllıcadır.
-Eating a good breakfast is very wise.
O çok güzeldir, daha neyse çok akıllıcadır.
-She is very beautiful, and what is more, very wise.
- wise
- {i} yöntem
- wise
- {i} şekil
Akıllı bir adam bu şekilde hareket etmezdi.
-A wise man would not act in that way.
- cause to turn
- dönmesine neden olmak
- wise
- {s} haberi olan
- wise
- tarz
- wise
- {s} becerikli
- wise
- Wise up! Sakın ha! Dikkat et! Gözünü aç!
- wise
- on this wise bu veçhile
- wise
- {s} arif, irfan sahibi; bilge, hikmet sahibi
- wise
- bağlı olarak
- wise
- bilgi vermek
- wise
- yönte
Связанные Термины
Английский Язык - Английский Язык
Определение to cause to turn в Английский Язык Английский Язык словарь
- wise
- cause to turn
- reorient
Связанные Термины
to cause to turn
Турецкое произношение
tı kôz tı tırnПроизношение
/tə ˈkôz tə ˈtərn/ /tə ˈkɔːz tə ˈtɜrn/
Resimler
История
Избранное