Babası geçen sene ölmüş.
 - His father died last year.
Bu, bizim geçen sene kaldığımız oteldir.
 - This is the hotel where we stayed last year.
Yıllar önce orada bir kale vardı.
 - There was a castle here many years ago.
Kasabayı ziyaret edenler yıldan yıla artıyor.
 - Visitors to that town increase in number year by year.
Benim babam sadece on beş yaşında.
 - My father is only fifteen years old.
On yaşındayken gitar çalmayı öğrendim.
 - I learned to play guitar when I was ten years old.
Beş yaşındaki kızım kreşe her zaman mutlu ve enerji dolu gider.
 - My five year old daughter always goes to kindergarten happy and full of energy.
Tom son iki yıldır para çalıyordu ve Mary bunu her zaman biliyordu.
 - Tom was stealing money for the last two years, and Mary knew it all the time.
Ruslar Fransız yollarını kopyalar, ancak daima elli yıl sonra.
 - The Russians copy the French ways, but always fifty years later.
Yılın hangi zamanında genellikle sahilde zaman geçirmek istersin?
 - What time of year do you usually like to spend time on the beach?
İskoçyalı ve en az on iki yıllık değilse, o zaman viski değildir.
 - If it's not from Scotland and it hasn't been aged at least twelve years, then it isn't whisky.
Boston geçen yıl ziyaret ettiğim şehirlerden sadece biri.
 - Boston is just one of the cities I visited last year.
İlk birkaç yıl zordu.
 - The first few years were difficult.