Waste not a single grain of rice!
- Tek bir tane pirinci israf etmeyin!
Even a blind chicken can find a grain of corn.
- Kör bir tavuk bile bir mısır tanesini bulabilir.
She cut the cake into six pieces and gave one to each of the children.
- O, keki altı parçaya kesti ve çocuklardan her birine bir tane verdi.
I have a couple of pieces of evidence to support my opinion.
- Fikrimi destekleyecek birkaç tane kanıtım var.
Snowflakes are particles of snow.
- Kar taneleri kar parçacıklarıdır.
Even a blind chicken can find a grain of corn.
- Kör bir tavuk bile bir mısır tanesini bulabilir.
Foods rich in vitamin E include dark-green, leafy vegetables, beans, nuts and whole-grain cereals.
- E vitamini bakımından zengin gıdalar koyu yeşil yapraklı sebzeler, fasulye, sert kabuklu yemişler ve tam taneli hububatları içermektedir.
How many beans are in the jar?
- Kavanozda kaç tane fasulye var?
How many kids do you have?
- Kaç tane çocuğun var?
How many children do you have?
- Kaç tane çocuğun var?
I'd like to exchange this book for another one.
- Bu kitabı başka bir tanesiyle değiştirmek istiyorum.
Would you please show me another one?
- Lütfen bana başka bir tane daha gösterir misiniz?
I lost my passport. I'll have to get a new one.
- Pasaportumu kaybettim. Yeni bir tane almak zorunda kalacağım.
You have to buy one at the office.
- Ofiste bir tane satın almak zorundasın.
Can I get you another one?
- Size bir tane daha alabilir miyim?
Let me buy you another one.
- Sana bir tane daha alayım.