He's a twat. I can't listen to his nonsense anymore.
 - O bir aptal. Onun saçmalıklarını artık dinleyemem.
I don't have time for this kind of nonsense.
 - Bu tür saçmalık için vaktim yok.
I got it, so no bullshit, okay?
 - Anladım, bu yüzden saçmalık yok, değil mi?
Creationism is bullshit.
 - Yaratılışçılık saçmalıktır.
This is gibberish to me.
 - Bu benim için saçmalık.
Twitter is a good example of absurdity.
 - Twitter, saçmalıklara iyi bir örnektir.
In the sphere of thought, absurdity and perversity remain the masters of the world, and their dominion is suspended only for brief periods.
 - Düşünce alanında, saçmalık ve sapkınlık dünyanın ustaları olarak kalır, ve onların hakimiyeti ancak kısa süreler için askıya alınır.
His essay is rubbish.
 - Onun denemesi saçmalık.
I think it's hogwash.
 - Ben bunu saçmalık olduğunu düşünüyorum.
I think that's a lot of hogwash.
 - Onun saçmalık olduğunu düşünüyorum.
What kind of crapola is this?
 - Bu ne tür bir saçmalık?
Ninety percent of everything is crap.
 - Her şeyin yüzde doksanı saçmalık.
Personally, I think that's a bunch of malarkey.
 - Şahsen, ben onun saçmalık olduğunu düşünüyorum.