regular; standard; usual, common

listen to the pronunciation of regular; standard; usual, common
Английский Язык - Турецкий язык

Определение regular; standard; usual, common в Английский Язык Турецкий язык словарь

normal
{s} olağan
normal
normal
normal
{i} standart
normal
çoğunlukla

Tom çoğunlukla abur cubur yese de, nadiren hastalanır ve Vücut Kitle İndeksi normal aralıktadır. - Even though Tom eats mostly junk food, he rarely gets sick and his BMI is in the normal range.

normal
düzgülü
normal
(Biyokimya) düzgül
normal
orta

Kız arkadaşımın normal olduğunu düşündüm ama onun bir şeytan olduğu ortaya çıktı. - I thought that my girlfriend was normal, but she turned out to be a succubus!

O sadece normal bir ortaokul öğrencisidir, özellikle akıllı değildir. - He's just a normal junior high school student, not particularly intelligent.

normal
(Tıp) Herhangi bir şekilde (yapı, görünüş, işlev v.s.) anormallik göstermeyen, tabii, normal
normal
{i} dikey doğru
normal
{s} dikey
normal
{s} ortalama
normal
{s} tipik
normal
{s} dik açılı
normal
olağan, normal normal
Английский Язык - Английский Язык
{s} normal
regular; standard; usual, common
Избранное