present participle of keep

Английский Язык - Турецкий язык

Определение present participle of keep в Английский Язык Турецкий язык словарь

Связанные Термины

keeping

saklama

Bunu benden ne kadar bir süre bir sır olarak saklamayı planlıyordun? - How long were you planning on keeping this a secret from me?

Bu kasa değerli eşyaları saklamak içindir. - This safe is for keeping valuables.

keeping

geçimini sağlama

keeping

(evrak vb) muhafaza etme

keeping

(dükkan vb) işletme

keeping

konumunda tutma

keeping

{i} tutma

Bir günlük tutmak iyi bir alışkanlıktır. - Keeping a diary is a good habit.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Kurumu 1990'da kayıt tutmaya başladığından beri, yiyecek fiyatları en yüksek seviyesindedir. - Food prices are at their highest level since the United Nations Food and Agriculture Organization began keeping records in 1990.

keeping

koruma

Var olan müşterileri korumak, yenilerini bulmak kadar önemlidir. - Keeping existing clients is just as important as finding new ones.

keeping

{i} uyum

keeping

{i} bakım

keeping

dayanıklı

keeping

{i} himaye

keeping

{i} nezaret

keeping

geçimini temin etme

keeping

keep sürdür/dur/bak/tut

keeping

{i} işletme

keeping

{i} geçindirme

keeping

{i} geçim, geçimini sağlama

Английский Язык - Английский Язык

Определение present participle of keep в Английский Язык Английский Язык словарь

keeping

Расстановка переносов

pres·ent par·ti·ci·ple of keep