past participle of bear; given birth to

listen to the pronunciation of past participle of bear; given birth to
Английский Язык - Турецкий язык

Определение past participle of bear; given birth to в Английский Язык Турецкий язык словарь

born
doğmak

Adam fakir olarak doğmaktan utanıyordu. - The man was ashamed of being born poor.

Doğmak, evlenmek ve ölmek, her zaman para getirir. - Be born, get married, and die; always bring money.

born
{s} doğum

Şubat ayında doğanlar diğer aylarda doğanlardan ayın daha yüksek yüzdesini doğum günlerini kutlayarak harcarlar. - People born in February get to spend a higher percentage of the month celebrating their birthdays than those born in other months.

Onlar Tayland doğumlular. - They were born in Thailand.

born
{s} doğuştan: a born preacher doğuştan vaiz
born
doğma

Japonya ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki bir savaşın patlak verdiği Aralık 1941'de henüz doğmamıştım. - I was not yet born when a war between Japan and the U.S. broke out in December 1941.

Ebeveynlerim ben doğmadan önce evlendiler. - My parents have been married since before I was born.

born
gözlerini açmak
born
kökenden
born
doğmuş

O, yirmi yıl önce doğmuş olmayı diledi. - She wished she had been born twenty years earlier.

Japonya'da doğmuş olmayı tercih ederdim. - I would rather have been born in Japan.

born
dünyaya gelmek
born
doğuştan

Tom doğuştan sanatçı. - Tom is a born artist.

Kent doğuştan liderdir. - Kent is a born leader.

Английский Язык - Английский Язык
born
past participle of
awoken
past participle of
unfastened
past participle of
unblocked
past participle of bear; given birth to

    Расстановка переносов

    past par·ti·ci·ple of bear; giv·en birth to

    Произношение

Избранное