She sang pretty well.
- O oldukça güzel söyledi.
This park is pretty big; it has a lot of trees and many flowers.
- Park oldukça büyüktür; Çok sayıda ağaçları ve çok sayıda çiçekleri vardır.
The contract was rather loose.
- Sözleşme oldukça gevşek.
It is rather ridiculous that, in some countries, a person cannot even release their own work into the public domain.
- Bazı ülkelerde, birinin kendi işini bile kamuya bırakamaması oldukça saçmadır.
Your son must be quite tall by now.
- Oğlun şimdiye kadar oldukça uzun olmalı.
Women really are quite dangerous. The more I think about this, the more I'm able to understand the reasoning behind face covering.
- Kadınlar gerçekten oldukça tehlikeliler. Bu konuda ne kadar çok düşünürsem, o kadar çok yüz örtüsünün arkasındaki nedeni anlayabileceğim.
Tom bought Mary a fairly expensive camera.
- Tom Mary'ye oldukça pahalı bir kamera aldı.
Tom found it fairly easy to follow Mary without being seen.
- Tom görünmeden Mary'yi izlemeyi oldukça kolay buldu.
Tom is such a diffident man. He seems to have quite low self-esteem.
- Tom böylesine çekingen bir adam. O oldukça kendine güvensiz gibi görünüyor.
Such incidents are quite common.
- Bu gibi olaylar oldukça yaygındır.
Tom's dog is a pretty good swimmer.
- Tom'un köpeği oldukça iyi bir yüzücü.
Tom is quite good at cooking.
- Tom yemek pişirmede oldukça iyidir.
I have a good many things to do today.
- Bugün yapacak oldukça çok şeyim var.
Just how well can masks block the, even smaller than pollen, yellow sand dust? I think it much more of a nuisance than pollen.
- Maskeler sarı kum tozunu,polenlerden dahada küçük,ne kadar iyi engelleyebilir?Sanırım o polenden oldukça daha fazla bir baş belasıdır.
She sang pretty well.
- O oldukça güzel söyledi.
Research in this area is somewhat equivocal.
- Bu konuda yapılan araştırma oldukça şüpheli.
I'm reasonably certain of it.
- Ben bundan oldukça eminim.
Tom was reasonably certain that Mary had stolen his grandfather's gold watch.
- Tom, Mary'nin onun büyükbabasının altın saatini çaldığından oldukça emindi.
Your family has considerably increased since my last voyage.
- Son yolculuğumdan beri ailen oldukça arttı.
This area has been considerably built up of late.
- Bu alan oldukça geç inşa edilmiştir.
The region is relatively rich in mineral resources.
- Bölge maden kaynakları açısından oldukça zengindir.
The prices here are quite reasonable.
- Buradaki fiyatlar oldukça makul.
It seems perfectly reasonable.
- Oldukça makul görünüyor.
It is rather ridiculous that, in some countries, a person cannot even release their own work into the public domain.
- Bazı ülkelerde, birinin kendi işini bile kamuya bırakamaması oldukça saçmadır.
Tom certainly has some pretty old-fashioned ideas.
- Tom'un kesinlikle bazı oldukça eski-moda fikirleri var.
This place is sort of romantic.
- Bu yer oldukça romantik.
Tom sort of liked Mary.
- Tom Mary'yi oldukça sevdi.
This typewriter has seen plenty of use.
- Bu daktilo oldukça sık kullanılmıştır.
It would mean a great deal to me.
- Bu benim için oldukça çok şey ifade ederdi.
He earns a great deal.
- O, oldukça çok kazanır.
Tom won a sizable amount of money.
- Tom oldukça büyük bir miktarda para kazandı.
Swimming is one thing I can do fairly well.
- Yüzme oldukça iyi yapabildiğim bir şey.
Tom can dance fairly well, can't he?
- Tom oldukça iyi dans edebilir, değil mi?