nedense

listen to the pronunciation of nedense
Турецкий язык - Английский Язык
someway
for some reason

For some reason I couldn't access my e-mail. - Nedense benim e-postama erişemedim.

For some reason, I'm wide awake and can't fall asleep. - Nedense, tamamen uyanığım ve uykuya dalamıyorum.

somehow

Somehow you don't sound too good today. Is anything the matter? - Her nedense bugün çok iyi görünmüyorsun. Sorun mu var?

Somehow I have taken a fancy to that girl. - Her nedense o kızdan hoşlanmaya başladım.

for some reason or other
somehow, someway, for some reason
neden
cause

A lot of human deaths are caused by smoking cigarettes. - İnsan ölümlerinin çoğuna, sigara dumanı neden olmuştur.

The primary cause of his failure is laziness. - Onun başarısızlığının ana nedeni tembelliktir.

neden
reason

There are a good many reasons why you shouldn't do it. - Onu yapmaman için çok sayıda nedenler var.

There is no reason why he should resign. - Onun istifa etmesi için bir neden yok.

neden
why

Why did you paint the bank red? - Neden bankı kırmızıya boyadın?

Why did you come to Japan? - Neden Japonya'ya geldin?

neden
{i} ground

Mars is red because of rusty iron in the ground. - Mars, zemindeki paslı demir nedeniyle kırmızıdır.

Adultery was a ground for divorce. - Zina bir boşanma nedeniydi.

neden
what for?
neden
motive

Tom had no motive to kill Mary. - Tom'un Mary'yi öldürmek için nedeni yoktu.

Jealousy was the motive for the murder. - Cinayetin nedeni kıskançlıktı.

her nedense
for some reason

For some reason I don't like Tom. - Her nedense Tom'dan hoşlanmıyorum.

Women seem to like him for some reason. - Her nedense kadınlar ondan hoşlanıyor gibi görünüyor.

neden
wherefrom
neden
causatively
neden
{i} rise

This political problem gave rise to hot discussions. - Bu politik problem sıcak tartışmalara neden oldu.

It may give rise to serious trouble. - O, ciddi bir soruna neden olabilir.

neden
grounds
neden
matter for
neden
argument

Why do you always have to get so personal when we have an argument? - Bir anlaşmazlığımız olduğunda, neden her zaman bu kadar şahsi algılıyorsun?

neden
y (why)
neden
why on earth

Why on earth did you sell your newly-built house? - Allah aşkına neden yeni yapılmış evini sattın?

neden
score
neden
factor

I'm just a simple factory worker. Why do you bother me? - Ben sadece basit bir fabrika işçisiyim. Neden beni rahatsız ediyorsunuz?

neden
incentive
neden
matter of
neden
(Kanun) instance
neden
whyever
neden
motivation
neden
point

What's the point of us being here? - Burada olmamızın nedeni ne?

Why do I have to do this? What's the point? - Neden bunu yapmak zorundayım? Anlamı ne?

neden
matter

I don't know why it should matter. - Neden önemli olması gerektiğini bilmiyorum.

Why does it matter so much to you? - Neden senin için bu kadar önemli?

neden
spring

Do you know why spring rolls are called spring rolls? - İngilizcede sigara böreğine neden bahar sarması dendiğini biliyor musun?

neden
whys
neden
the reason
neden
to cause
neden
the cause
neden
the cause of
neden
{i} case

That being the case, he had little to say. - Bu nedenle, onun söyleyecek çok az şeyi vardı.

her nedense
somehow for some reason or other
her nedense
somehow, for some reason, someway
her nedense
somehow

Somehow it's been a rough day. - Her nedense zor bir gün oldu.

She was somehow incensed against me. - Her nedense bana karşı öfkeliydi.

neden
cause, reason; why, what for
neden
cause; reason
neden
forwhy
neden
room

Although the life of Chinese people is getting better and better now, there is still room for improvement. - Çin halkının yaşamı şimdi gittikçe iyileşmesine rağmen, gelişme için hâlâ bir neden vardır.

Why haven't you cleaned your room? - Neden odanı temizlemedin?

neden
(Hukuk) reason, ground
neden
Why?/What for?/For what reason?/For what reason ...?/Why ...?
neden
inducement
neden
whence
neden
occasion
neden
wherefore
neden
seeds
neden
wherefores
neden
what for
neden
causation

Correlation doesn't equal causation. - Korelasyon nedenselliğe eşit değildir.

Correlation doesn't imply causation. - Korelasyon nedensellik anlamına gelmez.

Турецкий язык - Турецкий язык
Bilinmeyen, belli olmayan bir sebep dolayısıyla
Bilinmeyen, belli olmayan bir sebep dolayısıyla: "Eline sarılmak istedi, o da nedense elini vermekten çekiniyor."- M. Ş. Esendal
neden
Bir varlığı veya olayı etkileyen, oluşturan, doğuran şey, sebep, illet
her nedense
Sebebi bilinmez
neden
Bir olayı doğuran başka bir olayı sormak için kullanılır; niçin
neden
Bir olayı veya durumu gerektiren veya doğuran başka olay veya durum, sebep
neden
Bir olayı veya durumu gerektiren veya doğuran başka olay veya durum, sebep: "İzmir'in işgali faciası, özel nedenlerden, onu ayrıca ilgilendiriyor."- A. İlhan
neden
Bir olayı doğuran başka bir olayı sormak için kullanılır; niçin: "Biz şarklılar neden ille her şeyi büyütüp efsaneleştiririz?"- H. Taner