nedense

listen to the pronunciation of nedense
Турецкий язык - Английский Язык
someway
for some reason

It doesn't seem strange, but for some reason it feels strange... - Garip görünmüyor ama nedense garip hissettiriyor.

For some reason, she's really furious with me. - Nedense, o bana gerçekten kızgın.

somehow

She was somehow incensed against me. - Her nedense bana karşı öfkeliydi.

Somehow I have taken a fancy to that girl. - Her nedense o kızdan hoşlanmaya başladım.

for some reason or other
somehow, someway, for some reason
neden
cause

A lot of human deaths are caused by smoking cigarettes. - İnsan ölümlerinin çoğuna, sigara dumanı neden olmuştur.

Marriage is the main cause of all divorces. - Bütün boşanmalarının temel nedeni evliliktir.

neden
reason

For one reason or another, their holiday in France wasn't as good as they expected it would be. - Şu ya da bu nedenle, onların Fransa'daki tatili onların olmasını umdukları kadar iyi değildi.

There are a good many reasons why you shouldn't do it. - Onu yapmaman için çok sayıda nedenler var.

neden
why

Why are there no taxis at the station today? - Neden bugün istasyonda taksi yok?

There is no reason why he should resign. - Onun istifa etmesi için bir neden yok.

neden
{i} ground

Adultery was a ground for divorce. - Zina bir boşanma nedeniydi.

Mars is red because of rusty iron in the ground. - Mars, zemindeki paslı demir nedeniyle kırmızıdır.

neden
what for?
neden
motive

The motive for the murder is not yet known. - Cinayetin nedeni henüz bilinmiyor.

Jealousy was the motive for the murder. - Cinayetin nedeni kıskançlıktı.

her nedense
for some reason

He looks blue for some reason. - O her nedense mavi görünüyor.

For some reason, I feel sleepy when I start studying. - Her nedense okumaya başladığımda kendimi uykulu hissediyorum.

neden
wherefrom
neden
causatively
neden
{i} rise

Thoughtless speech may give rise to great mischief. - Düşüncesiz konuşma büyük zarara neden olabilir.

Does depreciation of the yen give rise to inflation? - Yenin değer kaybetmesi enflasyona neden olur mu?

neden
grounds
neden
matter for
neden
argument

Why do you always have to get so personal when we have an argument? - Bir anlaşmazlığımız olduğunda, neden her zaman bu kadar şahsi algılıyorsun?

neden
y (why)
neden
why on earth

Why on earth did you sell your newly-built house? - Allah aşkına neden yeni yapılmış evini sattın?

neden
score
neden
factor

I'm just a simple factory worker. Why do you bother me? - Ben sadece basit bir fabrika işçisiyim. Neden beni rahatsız ediyorsunuz?

neden
incentive
neden
matter of
neden
(Kanun) instance
neden
whyever
neden
motivation
neden
point

Why do I have to do this? What's the point? - Neden bunu yapmak zorundayım? Anlamı ne?

What's the point of us being here? - Burada olmamızın nedeni ne?

neden
matter

Why does it matter so much to you? - Neden senin için bu kadar önemli?

I don't know why it should matter. - Neden önemli olması gerektiğini bilmiyorum.

neden
spring

Do you know why spring rolls are called spring rolls? - İngilizcede sigara böreğine neden bahar sarması dendiğini biliyor musun?

neden
whys
neden
the reason
neden
to cause
neden
the cause
neden
the cause of
neden
{i} case

That being the case, he had little to say. - Bu nedenle, onun söyleyecek çok az şeyi vardı.

her nedense
somehow for some reason or other
her nedense
somehow, for some reason, someway
her nedense
somehow

She was somehow incensed against me. - Her nedense bana karşı öfkeliydi.

Somehow it's been a rough day. - Her nedense zor bir gün oldu.

neden
cause, reason; why, what for
neden
cause; reason
neden
forwhy
neden
room

It was very stuffy in that room with all the windows closed. - Bütün pencerelerin kapalı olması nedeniyle o oda çok havasızdı.

Why are you in my room? - Neden benim odamdasın?

neden
(Hukuk) reason, ground
neden
Why?/What for?/For what reason?/For what reason ...?/Why ...?
neden
inducement
neden
whence
neden
occasion
neden
wherefore
neden
seeds
neden
wherefores
neden
what for
neden
causation

Correlation doesn't equal causation. - Korelasyon nedenselliğe eşit değildir.

Correlation doesn't imply causation. - Korelasyon nedensellik anlamına gelmez.

Турецкий язык - Турецкий язык
Bilinmeyen, belli olmayan bir sebep dolayısıyla
Bilinmeyen, belli olmayan bir sebep dolayısıyla: "Eline sarılmak istedi, o da nedense elini vermekten çekiniyor."- M. Ş. Esendal
neden
Bir varlığı veya olayı etkileyen, oluşturan, doğuran şey, sebep, illet
her nedense
Sebebi bilinmez
neden
Bir olayı doğuran başka bir olayı sormak için kullanılır; niçin
neden
Bir olayı veya durumu gerektiren veya doğuran başka olay veya durum, sebep
neden
Bir olayı veya durumu gerektiren veya doğuran başka olay veya durum, sebep: "İzmir'in işgali faciası, özel nedenlerden, onu ayrıca ilgilendiriyor."- A. İlhan
neden
Bir olayı doğuran başka bir olayı sormak için kullanılır; niçin: "Biz şarklılar neden ille her şeyi büyütüp efsaneleştiririz?"- H. Taner