Are you engaged for tomorrow?
- Yarın sabah meşgul müsün?
I am engaged in a new business.
- Yeni bir işle meşgulüm.
She has been busy since last week.
- O, geçen haftadan beri meşgul.
My mother is busy preparing supper.
- Annem, akşam yemeğini pişirmekle meşgul.
The house is not occupied now.
- Şu anda ev meşgul değildir.
The villagers are occupied mainly with fishing.
- Köylüler özellikle balıkçılık ile meşguldürler.
He was so intent on money-making that he had no time to think of anything else.
- Para kazanmayla o kadar meşguldü ki başka bir şey düşünecek vakti yoktu
Her hands are full taking care of the baby.
- Onun elleri bebekle ilgilenmekle meşgul.
Tom isn't any busier than anybody else.
- Tom başka birinden daha meşgul değildir.
We've been much busier than we expected to be.
- Olmayı umduğumuzdan çok daha meşgulüz.
You'll have to attend the ceremony whether you are free or busy.
- Boş olsan da meşgul olsan da törene katılmak zorunda kalacaksın.
I have other matters to attend to.
- Meşgul olacak başka meselelerim var.
Anyway, I know you must be busy, so let me go.
- Her neyse, ben sizin meşgul olmak zorunda olduğunuzu biliyorum, bu yüzden gideyim.
You'll have to handle this by yourself.
- Bununla tek başına meşgul olmak zorundasın.
Tom was engaged to Mary.
- Tom Mary ile meşgul oldu.
I don't engage in idle speculation.
- Ben başıboş tahminle meşgul olmam.
I have no time to engage in gossip.
- Dedikodu ile meşgul olcak zamanım yok
Tom seemed preoccupied and clearly wasn't listening to what Mary was saying.
- Tom kafası meşgul görünüyordu ve açıkça Mary'nin söylediklerini dinlemiyordu.
The farmer liked to keep them busy.
- Çiftçi onları meşgul etmeyi severdi.
Tom likes to keep busy.
- Tom meşgul etmeyi seviyor.