kibirle

listen to the pronunciation of kibirle
Турецкий язык - Английский Язык
vainly
arrogantly
haughtily
haughty
flaunt
superciliously
uppishly
assumptive
kibir
conceit

Tom is really conceited, isn't he? - Tom gerçekten kibirli, değil mi?

I think Tom is conceited. - Tom'un kibirli olduğunu düşünüyorum.

kibir
arrogance

I lost my temper with him because of his arrogance. - Kibirinden dolayı ona çok kızdım.

Tom doesn't understand the difference between confidence and arrogance. - Tom güven ve kibir arasındaki farkı bilmiyor.

kibir
vanity

Laughter is the only cure against vanity, and vanity is the only laughable fault. - Kahkaha kibire karşı tek tedavidir ve kibir gülünebilir tek hatadır.

Vanity and pride are different things, though the words are often used synonymously. - Her ne kadar sıkça eş anlamlı olarak kullanılsalar da; kibir ve gurur farklı şeylerdir.

kibir
self-importance
kibir
disdain

Dan isn't an arrogant and disdainful guy. - Dan küstah ve kibirli bir adam değil.

kibir
{i} pride

The seven deadly sins are: pride, envy, greed, anger, lust, gluttony and sloth. - Yedi ölümcül günah şunlardır: kibir, kıskançlık, açgözlülük, öfke, şehvet düşkünlüğü, oburluk ve tembellik.

Vanity and pride are different things, though the words are often used synonymously. - Her ne kadar sıkça eş anlamlı olarak kullanılsalar da; kibir ve gurur farklı şeylerdir.

kibir
disdainfulness
kibir
side
kibir
contempt
kibir
pomposity
kibir
assumption
kibir
superciliousness
kibir
hauteur
kibir
hubris
kibir
loftiness
kibir
haughtiness
kibir
conceit, self-importance, arrogance; pride
kibir
snootiness
kibir
vainness
kibir
importance
kibir
haughtiness, arrogance
kibir
tympany
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение kibirle в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Kibir
(Osmanlı Dönemi) HAYLULET
Kibir
(Osmanlı Dönemi) ŞENEF
KİBİR
(Osmanlı Dönemi) (Kibr) Kendisini büyük gösteriş. Büyüklük. Kendisini, başkalarından üstün olmadığı hâlde üstün görme ve tutma hastalığı
KİBİR
(Osmanlı Dönemi) Şeref ve şan
KİBİR
(Osmanlı Dönemi) Bir şeyin muazzamı. Büyük
kibir
Kendini büyük görme, başkalarından üstün tutma, büyüklenme
kibir
Onur, gurur: "Süheyl o gün orada, saçma kibrine kapılmayıp tek bir kelime, Serap'ın beklediği iki heceli tek bir kelime söylemiş olsaydı, her şey değişebilirdi."- H. Taner
kibir
Büyüklük, ululuk
kibir
Onur, gurur
kibir
Kendini büyük görme, başkalarından üstün tutma, büyüklenme: "Kibirden vazgeçersek sevimli oluruz."- C. Meriç
kibir
(Osmanlı Dönemi) kendisini büyük gösteriş
kibir
Büyüklenme
kibirle
Избранное