kesinti

listen to the pronunciation of kesinti
Турецкий язык - Английский Язык
deduction
{i} interruption

We couldn't allow any interruptions. - Biz herhangi bir kesintiye izin veremedik.

Discussion resumed after a short interruption. - Kısa bir kesintiden sonra tartışma yeniden başladı.

outage
(Ticaret) co-payment
snip
excise
check-off
(Bilgisayar) interrupt
deduction (from a payment)
(Hukuk) cut

The power cuts damaged the computer. - Elektrik kesintileri bilgisayara zarar verdi.

The banker's pay cut was temporary, not permanent. - Bankerin maaş kesintisi geçiciydi, kalıcı değil.

cut, snip; interruption; deduction; stoppage
dockage
dock
wage cut
stoppage
cutoff piece
subtraction
cutback

Her job was eliminated due to budget cutbacks. - Onun işi bütçe kesintileri yüzünden tasfiye edildi.

Tom and Mary lost their jobs due to budget cutbacks. - Tom ve Mary bütçe kesintileri yüzünden işlerini kaybettiler.

surge
checkoff
kesinti kanalı
(Askeri) fringing groove
kesinti yapmak
cut back
kesinti hatası
(Askeri) truncation error
kesinti yapmak
slash
kesinti yapmak
to cut sth back, to cut back (on sth)
aşırı kesinti
slash
ön kesinti
(Hukuk) levy
Турецкий язык - Турецкий язык
Kesilen parça, kırpıntı
Bir işin bir süre için durması, inkıta, fasıla
Bir işin bir süre için durması, inkıta, fasıla. Ödenen bir paradan herhangi bir gerekle kesilen bölüm
Ödenen bir paradan herhangi bir gerekle kesilen bölüm
(Osmanlı Dönemi) BİTKE
Английский Язык - Турецкий язык

Определение kesinti в Английский Язык Турецкий язык словарь

snip kirpma, kirkma; makasla kesilmis parça, kirpinti, kesinti; kelepir
makasla kesmek, kırpmak
kesinti
Избранное