kapasite

listen to the pronunciation of kapasite
Турецкий язык - Английский Язык
capacity

This book is within the capacity of young readers. - Bu kitap genç okurların kapasitesi dahilinde.

This factory's productive capacity is 250 cars a week. - Bu fabrikanın üretim kapasitesi haftada 250 araçtır.

capability
duty
effective capacity
(Ticaret) volume
content
capacitance

How does one calculate the capacitance of a capacitor? - Biri bir kondansatörün kapasitesini nasıl hesaplar?

capacity of
at capacity
kapasite analizi
(Hukuk) capacity analysis
kapasite indirimi
(Hukuk) capacity decrease
kapasite katsayısı
capacitance coefficient
kapasite kullanımı
(Hukuk) capacity utilisation
kapasite köprüsü
capacitance bridge
kapasite oluşturma
(Hukuk) capacity building
kapasite planlama
capacity planning
kapasite reaktansı
capacity reactance
kapasite rölesi
capacitance relay
kaçak kapasite
stray capacitance
elektriksel kapasite
capacitance
artık kapasite
(Askeri) excess capacity
fonksiyonel kapasite
(Tıp) functional capacity
teorik kapasite
theoretical capacity
adli kapasite
(Hukuk) judicial capacity
aktif kapasite
active capacity
azami güvenilir kapasite
(Çevre) maximum dependable capacity
ekonomik kapasite
(Ticaret) economic capacity
hayati kapasite
(Pisikoloji, Ruhbilim) vital capacity
idari kapasite
(Hukuk) administrative capacity
ithalat kapasite indeksi
(Ticaret) import capacity index
kapasite
internal capacitance
kullanılabilir kapasite
available capacity
kübik kapasite; ortak birim
(Askeri) cubic capacity; common unit
kısmi kapasite
partial capacitance
nominal kapasite
rated capacity
olumsuz kapasite farkı
(Ticaret) negative volume variance
ortak kapasite
mutual capacitance
pratik kapasite
(Teknik,Ticaret) practical capacity
tarla kapasite bölgesi
(Tarım) field capacity zone
termik kapasite
thermal capacity
çarpışma noktası; kapasite yetersizlik olasılığı; prosedürel madde
(Askeri) point of impact; probability of incapacitation; procedural item
ısıl kapasite
calorific intensity
Турецкий язык - Турецкий язык
İçine alma, sığdırma sınırı, kapsama gücü
Bir şeyi içine alma, sığdırma sınırı, kapsama gücü
Anlama, kavrama yeteneği
Bir kondansatörün elektrik yığma sınırı, sığa
KAPASİTE
(Osmanlı Dönemi) Kabiliyet, bilgi
KAPASİTE
(Osmanlı Dönemi) Fr. İçine alma, ihtiva etme kabiliyeti
kapasite
Избранное